"Çevre düzenlemesi ve yeşillendirme yapılsa daha güzel olurdu"
"Taziye evi her şehre örnek olmalı. Urfa da yaşıyorum ve böyle bir yer yok"
"Köşe başında çayda çıra mah güzel camileri den birisi"
"Taziye için uğradık, taziye yeri çok kullanışlı"
"Çok huşuyla namaz kıldık, Allah razı olsun"
"Temiz ve Farah bir cami"
"Camii iyi, müştemilatı iyi değil."
"Elazığ in en güzel camiilerinden biri."
"İslâm’ın Ortaya Çıkışından Sonra. a) Hicretten Önce. Hz. Peygamber İslâmiyet’i tebliğe başladığı zaman Mekke müşriklerinin büyük bir tepki gösterdiği bilinmektedir. Kendisine yapılan baskı ve hakaretlere rağmen zaman zaman Mescid-i Harâm’da Hacerülesved ile Rüknülyemânî arasında namaz kılardı. İlk müslümanlar Dârülerkam’ı bir mescid haline getirmişlerdi. Ayrıca evlerinde, vadilerde gizlice ibadet ediyorlardı. Hz. Peygamber’in, “mirbed” denilen ağılların, harmanların temiz bölümlerinde namaz kıldığı rivayet edilir (Buhârî, “Ṣalât”, 49; Müsned, II, 178; III, 404; IV, 85). Hz. Ebû Bekir’in Mekke’deki evinin bahçesinde kendisi için yaptığı küçük mescid, özel olmakla beraber bir müslüman tarafından inşa edilen ilk mesciddir. Yanık sesiyle Kur’an okuyan Hz. Ebû Bekir, müşrik çocuk ve kadınlarının İslâm’a sempati duymasına vesile oluyor, bu da müşriklerin tepkisini çekiyordu. Hz. Ömer İslâmiyet’i kabul ettikten sonra müslümanlar Mescid-i Harâm’da açıkça namaz kılmaya başladılar (İbn Hişâm, I, 367). Bazı rivayetler, Hz. Peygamber’in hicretinden önce Medine’de mescidler yapıldığını göstermektedir. Akabe biatlarından sonra müslümanların sayısı artınca Medine’de mescide ihtiyaç duyulmuştu. Akabe’de Resûl-i Ekrem’e ilk biat eden Ebû Ümâme Es‘ad b. Zürâre, Mescid-i Nebevî’nin yapıldığı arazideki bir hurma kurutma yerinin etrafını duvarla çevirerek mescid haline getirmişti. Kıblesi Kudüs’e doğru olan bu mescidde Ebû Ümâme arkadaşları ile birlikte namaz kılardı. Hicretten önce burada cuma namazı da kılınmıştır (İbn Sa‘d, I, 239)"
""