Burmalı (Üç Şerefeli) Cami

Edirne Cami

Hakkımızda

Şerefeli minareleri ve gösterişli şekilde dekore edilen kubbeleriyle 15. yüzyıldan kalma görkemli cami.

Müşteri Yorumları

4.9 /5

40

Toplam Yorum
Reviewer Avatar
Bora Arasan

"Edirne'de beni en çok etkileyen yapı işte burası oldu. 1438-47 yılları arasında ( kimi yerlerde 1443 yılı başlangıç olarak gösterilse de bana 1438 daha akılcıl geliyor) 2. Murat tarafından inşa ettirilen cami çok kubbeli ulu cami tipinden tek kubbeli yapıya geçişin ilk örneklerinden biri olarak kabul edilmekte. Alçak ama 24 m. gibi dev sayılabilecek ana kubbe insanı epeyce sarsıyor. Tıpkı İstanbul'da Aya Sofya ile kıyaslandığında ne yazık ki pek akla gelmeyen Küçük Aya Sofya gibi Edirne'de de burası Selimiye‘nin gölgesinde kalmakta. Mihrapta ayar terazisi denilen döner silindirlerden mevcut. Dikkatimi çeken bir özelliği ise tüm pencerelerde renkli camlar kullanılmış. Avlu revaklı ( portiko deseydim daha havalı olurdu). Osmanlı tarihinde revaklı avluların görüldüğü ilk örnekte burası. Selçuklu camilerinde de bu tip bir avlu olduğunu hatırlamıyorum. Sadece Türk mimarisinde örnek olarak Mısır'da Tolunoğlu ve Memluk dönemi camilerde revaklı avlular var daha öncesinde. Revaklardaki küçük kubbeciklerdeki kalem işleri de tarz açısından bir ilk imiş. Caminin dört minaresinin de işlemeli ve birbirinden farklı olması da cabası."

Reviewer Avatar
Mehmet M

"Üç Şerefeli Cami, Edirne'deki Osmanlı döneminden kalma camidir. Kimin tarafından hangi tarihte yaptırıldığı tartışmalıdır. Bazı iddialara göre Yıldırım Bayezid'ın oğullarından Musa Çelebi tarafından 1410 yılında yaptırılmıştır. Diğer bir iddiaya göre ise bânîsi II. Murat olup 1437'de yaptırılmıştır. Bazı kaynaklar yapım tarihi olarak 1447 yılını da vermektedir. Mimarı ise Mimar Sinan'ın ustası Hacı Muslihiddin Ağa'dır. Daha önce yapılan camilerden ayrı olarak geniş bir şadırvan avlusu vardır. Orta kubbesi yüksek ve büyüktür. Açılma gücüne karşı sekiz payandası vardır. Caminin dört minaresi avlunun dört köşesindedir. Bu minarelerden en yüksek ve üç şerefeli olanı, camiye adını vermiştir. Bu şerefelerin her birine ayrı merdivenle çıkılır. Üç Şerefeli Cami’nin dört minaresi birbirinden farklı süsleme özelliklerine sahiptir. Camiye adını veren üç şerefeli minare harimin kuzeybatısındadır ve 6 m. çapında, 67,75 m. boyunda olup külâhla beraber yüksekliği 76 metredir. Harimin kuzeydoğu köşesinde bulunan ve süsleme düzeninden dolayı “baklavalı minare” diye anılan minarenin Peykler Medresesi’nin yapımı sırasında Fâtih Sultan Mehmed tarafından inşa ettirildiği bilinmektedir. Kare kaideli ve iki şerefeli minarenin gövdesinde kırmızı ve küfeki taşından meydana gelen verev konumda kareler yer almaktadır. Gövdesini helezon biçiminde saran kırmızı-beyaz iri kaval silmelerden dolayı “burmalı minare” diye adlandırılan tek şerefeli minare revaklı avlunun kuzeybatı köşesindedir. Avlunun kuzeydoğu köşesinde “yivli minare” diye bilinen minare yer almaktadır. “Şeşhaneli”, “kaval”, keşif belgelerinde ise “çubuklu minare” denilen tek şerefeli minare plan ve süsleme bakımından burmalı minareye benzerse de burada kaide köşelerindeki sütunçeler arasında kemerlere ve panolara yer verilmemiştir."

Reviewer Avatar
Sedat Şeker

"Edirneye geldiğinizde mutlaka ama mutlaka uğramanız gereken muazzam bir yapı ve mimarlık eseri hem içi hem dışı özellikle minareleri göz alıcı hem manevi hemde görsellik açısından gerçekten dönemin ileri seviyesinde bir camii şerif ihmal etmeyin pişman olmazsınız"

Reviewer Avatar
PDÇ PDÇ

"Cami hem tarihi hem mimarisi ile göz dolduruyor gerçekten. Edirne merkezde rahat ulaşılabilir bir konumda olup, otopark sorununu yaşanabilir. Keşke minareler açık olsaydı cıkabilseydik diye hayıflandık. Edirne ber yönüyle huzuru barındıran bir şehir bence. Camilerin hissettirdikleri yadsınamaz."

Reviewer Avatar
Mücahit Kırcalı

"Gördüğüm en farklı ve en etkileyici camilerden birisiydi. İlk önce isminden de anlaşılacağı üzere burma minaresi ve üç şerefeli minaresi ile dikkat çeken bir cami diye düşünerek gittik. Ama baktık ki caminin dört farklı minaresi var ve hepsi birbirinden farklı, çok araştırmadan gitmiştik doğrusu. İçine girdiğimizde enine uzunlamasına olması diğer camilerde farklı kılan başka bir özelliği olarak dikkat çekiyordu. Ama tam çıkacakken kubbelere ayrıntılı bir şekilde bakınca anladık ki tüm kubbeler farklı bir desenle işlenmişti. Dört köşedeki üçgen şeklinde kubbecikler bile farklıydı. Ecdat resmen taşı fırçayı dile getirmiş. Minareleri ve iç kubbeleri farklı olan bu camide artık farklılık aramaya başladı gözlerimzi ve iç avludaki kubbelerinde her birinin farklı desenle işlendiğini gördük. Gerçekten olağanüstüydü. Son olarak da caminin dışından baktığımızda pencerelerin etraflarının da farklı desenlere sahip olduğunu fark ettik. Belki başka fark etmediğimiz anti simetrik yerleri de vardır ama bu kadar hayret bize yetti. Hepsini olmasa da bir kısmını fotoğraflayabildim. Buyrun.."

Reviewer Avatar
Gökhan Koç

"İkinci Murad'ı n banisi olduğu, Edirne'de yer alan, klasik osmanlı mimarisinin örneği olan cami. Üç şerefeli, bu denli uzunlukta ilk minare en önemlilerinden olmak üzere bir çok ilki barındırır. Dört minaresinin her biri farklı biçimde tasarlanmış olan cami, daha sonra Mimar Sinan'ı etkileyecek olan ve en sık kullanılan planlarda birine sahiptir. Altı destekle ayakta duran merkezi kubbe yanı sıra dört küçük kubbe ile örtü sistemi sağlanmıştır.Kıbleye parelel gelişen enine dikdörtgen ibadet mekanı ve onu tamamlayan genişçe bir avlu olmak üzere iki ana mekandan oluşan caminin mimarı ,Mimar Müslihiddin'dir."

Reviewer Avatar
Harun Kolcu

"Edirnenin en güzel eserlerinden birisi. Atmosfer çok güzel. Dini haz ve keyif anlatılmaz. Oraya gidip yaşamanız gerek."

Reviewer Avatar
Hakan Özkan

"Edirne Üç Şerefeli Cami Üç Şerefeli Cami, Osmanlı Devleti’nin erken dönem mimari şaheserlerinden biri olup, Edirne’de II. Murad tarafından 1437-1447 yılları arasında inşa ettirilmiştir. Hem Osmanlı cami mimarisinde yeni bir dönemi başlatan yenilikleri hem de estetik yapısıyla büyük önem taşır. Mimari Yapısı ve Özellikleri Cami, dikdörtgen planlı olup merkezi büyük bir kubbe ile örtülüdür. Bu kubbe, dört fil ayağı üzerine oturtulmuş ve Erken Osmanlı mimarisinde merkezi kubbeli cami düzeninin ilk örneklerinden biri olmuştur. Yanlarında daha küçük kubbeler bulunan bu cami, sonraki dönem Osmanlı mimarisine ilham kaynağı olmuştur. Üç Şerefeli Cami’yi farklı kılan en önemli unsurlardan biri, dört farklı minaresinin bulunmasıdır. Bu minarelerden en yükseği, camiye adını veren üç şerefeli minaredir. 67 metre yüksekliğinde olan bu minare, Osmanlı’daki en yüksek minarelerden biri olup, üç ayrı yoldan çıkılabilen merdiven sistemine sahiptir. Bu sistem, birbirine karışmadan şerefelere çıkılmasını sağlar ve dönemin ileri mühendislik başarısını gösterir. Caminin diğer üç minaresi ise farklı boyut ve tasarımlara sahiptir. Bu özellik, Osmanlı cami mimarisinde ilk kez bir caminin minarelerinde bu kadar çeşitliliğin görülmesi açısından önemlidir. Süslemeleri ve Sanatsal Detayları Üç Şerefeli Cami, taş işçiliği, çini süslemeleri ve kalem işleri bakımından oldukça zengin bir yapıya sahiptir. Caminin iç süslemelerinde rengârenk geometrik desenler ve bitkisel motifler göze çarpar. Özellikle giriş kapısı ve minare kaidelerindeki taş işçiliği Osmanlı sanatının erken dönem ustalık eserlerinden biri olarak kabul edilir. Tarihi ve Önemi Üç Şerefeli Cami, Osmanlı padişahlarının yeni mimari anlayışını ortaya koydukları önemli bir eserdir. Merkezi büyük kubbe fikrinin uygulanması, ileride inşa edilecek olan Selimiye ve Süleymaniye camileri gibi görkemli eserlerin temelini oluşturmuştur. Ayrıca, bu cami Osmanlı’nın Edirne’den İstanbul’a geçiş sürecinde inşa ettiği en önemli yapılardan biridir. II. Murad döneminde inşa edilmiş olup, Fatih Sultan Mehmet’in gençlik yıllarında bu camide ilim öğrendiği ve ibadet ettiği rivayet edilmektedir. Günümüzdeki Durumu Üç Şerefeli Cami, Edirne’nin en çok ziyaret edilen tarihi yapılarından biri olup, halen ibadete açık durumdadır. Yerli ve yabancı turistler tarafından büyük ilgi gören cami, Osmanlı mimarisini ve sanatını yakından görmek isteyenler için eşsiz bir örnektir. Bu cami, hem mimari açıdan hem de tarihi bağlamda Osmanlı’nın klasik dönem öncesi en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir."

Reviewer Avatar
Erkan TAŞDELEN

"1433-1447 yılları arasında. II. Murat'ın yaptırdığı Cami Osmanlı Sanatının erken ve klasik dönem üslubu arasında yer alır. Mimarı Mimar Sinan'ın ustası Hacı Muslihiddin Ağa'dır. Burada ilk kez uygulanan bir planla karşılaşılmaktadır. 24 m. çapındaki büyük merkezi kubbe, ikisi paye, dördü duvar paye olmak üzere altı dayanağa oturur. Yanında daha küçük ikişer kubbe ile örtülü kare bölümler vardır. Yapı, bir yenilik olarak enine dikdörtgen bir yapıdır. Bu planı Mimar Sinan İstanbul camilerinde daha gelişmiş biçimiyle uygulamıştır. Ayrıca, Osmanlı mimarisinde revaklı avlu ilk kez bu camide kullanılmıştır. Avlunun dört köşesine minareler yerleştirilmiştir. Üç Şerefeli Cami, bu özellikleriyle sonraki camilere öncü olan anıtsal bir yapıdır. Camiye adını veren üç şerefeli anıtsal minare, 67,62 m. yüksekliğindedir. Her şerefeye ayrı yollardan çıkılması ilginçtir. Minare kırmızı taştan zikzaklar ve ak karelerle devinim kazanmıştır."

Reviewer Avatar
Merve Kaya

"Çok güzel bir camii ancak bakımsızdı. Her yerde örümcek ağları ve siyah lekeler vardı. Çok üzüldüm. Görülmesi gereken kocaman bir cami."