II. Murad Han’ın Tunca Nehri kıyısında, Kaleiçi semtinin dışında, Edirne Surlarının Germe kapısıyla Manyas kapısı arasında 1435 tarihinde yaptırdığı bir Cami dir. Dar’ul Hadis Cami haziresinde birçok önemli kişinin yattığı bilinse de zaman içerisinde birçoğunun yeri kaybolmuştur. Cami arka bahçesinde biri açık diğeri kapalı iki adet şehzadeler türbesi vardır. Bu türbelerde II. Murat'ın iki oğlu ile III. Mustafa ve III. Ahmet'in çocuklarının kabirleri vardır.
Türkiye'nin "çevreci" camilerinden, mimarisi ve peyzajıyla dikkat çeken Dar'ül Hadis Camisi, kente gelen ziyaretçilerden yoğun ilgi görüyor. Peygamber efendimizin rüyasıyla yapıldığı için bu camiye önem veriliyor. Edirne'de sultan ve şehzade kabirlerinin yoğun olduğu başka bir cami yok. Fatih Sultan Mehmet'in iki öz kardeşi Hüseyin ve Orhan Çelebi, 3. Mustafa ve 3. Ahmet'in çocukları ve Edirne'de görev yapmış devlet erkanının mezarları burada. Peygamber efendimizin rüyasına mazhar olduğu için bu camiye atalarımız büyük önem göstermiştir.
1435 tarihinde yapılmış bir Camii. O dönemi Camileri gibi küçük, tek minareli. Mermer işçiliği, sütunlar, kiremit örgüleri muhteşem. Şadırvanı da Lale ve çiçek desenli ve en sevdiğim diğer kısmı da Cami’nin Kubbeleri.
Vatan icin Islam icin adanmis canlara bu teknoloji ve imkanlar icinde saygimizi ve hak edilen degeri gosteremedigimizin huznunu yasiyorum
Baskentlik yapmis Edirne tarihinin bu kadar atil olmasi cok uzucu
Bir Sultan, Bir Rüya, Bir Medrese ve Bir Camii…
II. Murad Han’ın Tunca Nehri kıyısında, Kaleiçi semtinin dışında, Edirne Surlarının Germe (Kerme) Kapısıyla Manyas Kapısı arasında 1435 tarihinde yaptırdığı Dar’ul Hadis Cami’nin cümle kapısının üzerinde mermere boya ile yazılmış kitabede şöyle yazıyor:
“Bu büyük Sultan, yüce padişahlar padişahı, yücelerden desteklenen, düşman krallara muzaffer, adalet ve ihsanın gözeticisi, güven kanatlarını en kemal iman üzere yayan, sultan oğlu sultan, fethin babası –saltanat sancakları daim olsun. Devleti devamlı yaşasın-, Bayezid Han oğlu Mehmet Han oğlu Murad Han’ın Cami-i şerifidir. Sekiz yüz otuz sekiz yılının Şaban ayının yirmi üçünde yazıldı. (Miladi 24 Mart1435)
Rivayet odur ki; Sultan Murad rüyasında Peygamber Efendimizi (SAV) görmüş. Hz. Peygamber kendisinden Edirne’de bir Hadis Okulu ve bir Camii inşa etmesini istemiş. Hz. Muhammed (SAV) ve ona ait her şeye düşkün her Osmanlı gibi Sultan Murad’da bu emri hiç geciktirmeden yerine getirmek için hemen rüyayı gördüğü uykudan uyanır uyanmaz inşaat hazırlıklarına başlanmasını emretmiş ve buraya ilk temel taşını da kendi elleri ile koymuş.
Bu rivayetten yola çıkan halk, dünya üzerinde, yapılan duanın kabul derecesi bakımından en önemli yerlerden birinin de Dar’ul Hadis Camii olduğunu söylerler. Hatta Edirne’ye ikinci Kâbe diyenler de vardır ki bu söylem, hem Dar’ul Hadis Caminin, hem de Selimiye Caminin Peygamber Efendimiz (SAV) ‘in işareti ile yapılmış olmasındandır. Bugün ne yazık ki ayakta olmayan Camiye ait hadis medresesinin, caminin sağ ve sol taraflarında olduğu sanılıyor.
Dar’ul Hadis Cami haziresinde birçok önemli kişinin yattığı bilinse de zaman içerisinde birçoğunun yeri kaybolmuştur. Cami arka bahçesinde biri açık diğeri kapalı iki adet şehzadeler türbesi vardır.
Edirne Dâr’ul Hadisi; İznik ve Bursa’da kurulan medreseler içinde ve onlardan sonra, Osmanlı’nın kurduğu, yüksek seviyeli medrese olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kuruluş döneminde medreseler, program itibariyle ana hatlarıyla Selçuklulardan tevarüs ettiği müfredatı uygulamakta idi. Okutulan belli başlı kitaplar olmasına rağmen, mihver müderris olduğundan her şey onun etrafında şekillenirdi- Bu açıdan bir medresenin ilmî gücünün en önemli göstergesi müderrisi/müderrisleri idi.
Mutlaka görülmesi gereken Edirne listesine eklemeniz gereken bir cami.
Rivayet odur ki; Sultan Murad rüyasında Peygamber Efendimizi (SAV) görmüş. Hz. Peygamber kendisinden Edirne’de bir Hadis Okulu ve bir Camii inşa etmesini istemiş. Hz. Muhammed (SAV) ve ona ait her şeye düşkün her Osmanlı gibi Sultan Murad’da bu emri hiç geciktirmeden yerine getirmek için hemen rüyayı gördüğü uykudan uyanır uyanmaz inşaat hazırlıklarına başlanmasını emretmiş ve buraya ilk temel taşını da kendi elleri ile koymuş.
Caminin için sadeliği ve bahçenin güzelliği insanı büyülüyor adeta. Çiçeklerin ve tavus kuşlarının arasında türbeler, Allah onlardan razı olsun.
Gidin, görün, pişman olmazsınız.
Soğuk bir kış gecesi II. Murad bir rüya görür. Rüyasında Peygamber Efendimiz, II. Murad Han’a Tunca Nehri kıyısında bir mekânı gösterir ve buraya bir cami yaptırmasını emir buyurur. Bu emir üzerine II. Murad hiç vakit kaybetmeden, büyük bir hızla cami inşaatını başlatır. Caminin kitâbesine göre 1434 yılında da inşası tamamlanmıştır.
Balkanlardaki ilk yükseköğretim kurumu: Dar-ül Hadis
Edirne şehri üzerine yazılan kitaplar ve eski kaynaklar, Dar-ül Hadis Camii’nin -isminden de anlaşılacağı gibi- bir “hadis okulu” olarak düşünüldüğünü ve inşa edildiğini kaydeder. Fakat ne yazık ki, günümüze sadece cami ve bahçesindeki kabirler ulaşabilmiştir. Medrese kısmı ise yıkılmış kaybolmuştur. Zamanın büyük bir medresesi olan bu yapı, bugün küçük bir mahalle mescidi görünümündedir. 1434’te inşa edilen bu “hadis okulu”na Edirne doğumlu Fatih Sultan Mehmed de intisap etmiş ve ilk hadis eğitimini burada tamamlamıştır.
Balkanlar’daki ilk yükseköğretim kurumu olan Dar-ül Hadis’in ihtiyaçlarını karşılamakla görevli vakıfların sayısına ve mahiyetine baktığımız zaman onun hakikaten çok büyük bir medrese olduğunu idrak etmek hiç de zor olmaz. Caminin vakıfları şöyledir: Edirne içinde bulunan 188 dükkân, 2 fırın, 3 ev ve 2 köy. Geliri Dar-ül Hadis’e bağlanan bu vakıflar, bugün Topkapı Sarayı’nda bulunan cami vakfiyesinden öğrenilmektedir.
“Cennet Bahçesi” ve kabirler
Eskiler, “teşbihte hata olmaz” veya “farzımuhal” dedikten sonra, her şeyin söylenebileceğine cevaz vermiştir. Bu icazete güvenerek, Dar-ül Hadis’in bahçesini bir “cennet bahçesi”ne benzetebiliriz. Bir halı misali zemini süsleyen çimler, caminin ve şadırvanın çevresindeki ağaçlar ve mis kokulu çiçekler, bahçeye ayrı bir güzellik katmaktadır. Ayıca caminin bahçesinde şehzade ve sultanların kabirleri vardır. Edirne’nin tarihine ve kültürüne büyük hizmetleri olan Dr. Rıfat Osman Bey, caminin haziresinde medfun olanların isimlerini ve ölüm tarihlerini şöyle sıralar:
Şehzade Hüseyin, 1449, Babası: II. Murad
Şehzade Orhan Çelebi, 1451, Babası: II. Murad
Ümmügülsüm Sultan, 1700, Babası: II. Mustafa
Şehzade Ahmed, 1703, Babası: II. Mustafa
Hatice Sultan, 1698, Babası: II. Mustafa
Zeynep Sultan, 1715, Babası: III. Ahmed
Şehzade Selim, 1715, Babası: III. Ahmed
Rukiyye Sultan, 1698, Babası: III. Ahmed
Hafize Sultan.
Caminin aldığı ödüller
Bahçesini cennet bahçesine benzettiğimiz Dar-ül Hadis, çevre düzenlemesi ve peyzaj alanında birçok ödüle değer görülmüştür. Bu ödüller şöyle sıralanabilir: 2001, 2002, 2003, 2004, 2005 yılları “En Çevreci Kamu Binası Ödülü”, 2006 yılı “Diyanet İşleri Başkanlığı Camiler Arası Türkiye Birinciliği”, “2007 Edirne Valiliği Çevre Ödülü”, “2008 En Bakımlı vakıf Eseri Ödülü”, “2009 Edirne İl Müftülüğü Camiler Haftası En Güzel Cami Ödülü”, 2010 yılı Edirne Valiliği takdirname, 2011 yılı “Çevre Ve Orman Bakanlığı En İyi Çevre Düzenlemesi Edirne Birinciliği”. Elbette bu ödüllerde imam-hatip Mahmut Eroğlu’nun ve ekibinin payı büyüktür. Onun gayretleri ve özverili çalışmaları neticesinde, cami bugünkü muhteşem hâlini kazanmıştır.
Örnek bir eser
Cami hem gayretkeş görevlileri, hem de çevre düzenlemesi bakımından temsil kabiliyetine sahip örnek bir eserdir. Temennimiz ve duamız odur ki, bütün tarihî yapılarımız böyle güzelleştirilsin, bütün ibadethanelerimiz böyle tezyin edilsin ve bütün büyüklerimizin kabirlerine böyle vefa gösterilsin.
İçinde şehzade ve sultanların kabirlerinin bulunduğu, tertemiz ve yemyeşil bahçesiyle içinizi açan bir cami. İnsan burayı görünce her cami böyle olsun diyor. Emeği geçenlerden Allah razı olsun.
Edirne İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü kayıtlarına göre,
• 1435 yılında II. Murat tarafından Tunca nehri kıyısında yaptırılmıştır.
• Dar’ul Hadis Cami haziresinde birçok önemli kişinin yattığı bilinse de zaman içerisinde birçoğunun yeri kaybolmuştur. Cami arka bahçesinde biri açık diğeri kapalı iki adet şehzadeler türbesi vardır.
• Caminin yanındaki türbelerde II. Murat'ın iki oğlu ile III. Mustafa ve III. Ahmet'in çocuklarının kabirleri vardır.
• Dar’ül Hadis Camii ve Medresesi’nin inşası II. Murat Han’ın bir rüyasına dayandırılır.
• Dar’ül Hadis Camii iki bölümlü, dikdörtgen planlı bir camidir.
• Dar’ül Hadis Camii’ne ait üç adet kitabe bulunmaktadır. Camiye üzerinde iki sıra kitabesi olan bir taç kapı ile girilir. Üstteki kitabe ilk yapım kitabesidir.
• Dar’ül Hadis Camii; 2001, 2002, 2003, 2004, 2005 yılları “En Çevreci Kamu Binası Ödülü”, 2006 yılı “Diyanet İşleri Başkanlığı Camiler Arası Türkiye Birinciliği”, 2007 Edirne Valiliği “Çevre Ödülü”, 2008 En Bakımlı Vakıf Eseri Ödülü”, 2009 Edirne İl Müftülüğü Camiler Haftası En Güzel Cami Ödülü”, 2011 yılı “Çevre Ve Orman Bakanlığı En İyi Çevre Düzenlemesi Edirne Birinciliği” ödülleri ile adından söz ettirmektedir.
Günümüzde Edirne’nin en çok ziyaret edilen Selatin Camileri arasında ön sıralarda yer almaktadır.
KAYNAK VE FOTOĞRAF: EDİRNE İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ
Camii yapılış hikayesi, içerdiği türbeler ve tertip-düzeni ile dikkat çekici, 600 yıllık geçmişi olması hayret verici, ziyaret edilmesini tavsiye ederim
Değerlendirme Yapın