"Edirne'deki büyük direnişin fedakar sahipleri, atalarımız burada... Mekan ile ilişkili vakti zamanında bunları yazmışım. Nehir kıyısında ise Balkan Şehitleri Anıtı mevcut. Hazır buraya gelmişken kısaca şehrin son dönemlerinden de bahsetmek gerekli. 1361 ‘de aldığımız şehir son iki yüzyılda epey hasar almış. Muhtemelen günümüzde dahi şehrin fakir görünümünün temellerinde bu durum yatıyor olmalı. 1828-29 Rus savaşında Rus orduları şehre girer. Bunun sonucunda Ruslarla Edirne anlaşması yapılır ve anlaşmaya istinaden Ruslar Prut Irmağı'na dek ele geçirdikleri toprakları boşaltırlar ama bunun karşılığı Osmanlı için çok ağır olur. İkincisi, 93 harbi olarakta bilinen 1877-78 Rus savaşında gerçekleşir. Burada da Ruslar bir evvelkinden daha da ağır şartlar karşılığında şehirden ayrılırlar. Gidişleri sırasında Selimiye Camii'nin çinileri gibi pek çok eseri de yanlarında nakletmeyi ihmal etmezler. Bu alanda yatan şehitlerimizin dönemi ise ilk Balkan savaşına denk gelmekte. Bulgar Orduları karşısında Osmanlı Orduları dağılır. Bulgarlar Çatalca'ya dek ilerlerler. Edirne'de bulunan Şükrü Paşa ‘ya İstanbul Hükümeti kırk gün direnmesini söyler. Şükrü Paşa görgülü, kültürlü, dirayetli bir Türk subayıdır; Balkanlardan sel gibi akıp gelen Müslüman ahalinin halini görünce direnmesi gerektiğini hemen kavrar. Şehrin ve halkın tüm yokluğuna karşın yüz elli beş gün direnir. Bu direniş sırasında çevresindekilere şöyle emreder. “Düşman hatlarımızı geçtikten sonra ölürsem beni mezara koymayın. Fakat müdafaa hattımız bozulmadan şehit olursam, kefenim, lifim ve sabunum çantamdadır. Beni bu mahalde gömeceksiniz ve gelen nesiller üzerime bir âbide dikeceklerdir” Fakat savaş iyice çığırından çıkıp da şehrin akıbeti açıkça ortaya çıkınca karar değişir. Şükrü Paşa‘nın her şeye rağmen geleceğe güveni vardır. Edirne'nin tekrar bizim olacağına emin olduğundan bize ait işaretlerin yok olmaması gerektiğini düşünür. Anıt yapıların yıkılmaması, mezarlıkların, türbelerin yok edilmemesi için teslim olmaya karar verir. Haklıdır, çünkü bir Bulgar güllesi Selimiye'nin kubbesini delip içeri düşmüştür. Teslim olur, teslim olduğu sırada Bulgar generale teslim ettiği kılıcını törenle bizzat Bulgar çarı kendine iade eder. Altı aylık Bulgaristan sürgününden sonra döndüğü ülkede kendisine karşı dolaplarda dönmeye başlamıştır. Halktan uzak tutulur, gözden düşürülmeye çalışılır. 1916 ‘da hastalanarak ölür. İşte bu kahraman askerin komutasındaki yiğitlerden yaklaşık yirmibini ırmağın kenarındaki, mütevazı anıtın altında yatmakta. Devletin her yerinden Edirne için savaşan askerlerin bazılarının isimleri taşlara kazınmış. Kardeşimle isimlere, doğum tarihlerine teker teker bakıyoruz. 25 yaşını görmüş kişi sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Susuyoruz, konuşacak bir şey yok. Zaten konuşsak sesimizin titremesinden ne dediğimizi mi anlayabileceğiz. 17 yaşında kuşatmada şehit olan bir askerin isminin önünde kardeşim dayanamayıp soruyor “abi 17 yaşında insan ne kadar yaşamıştır ki”. Diyecek bir şeyim yok. Dahası günümüzde tarihini, ülkesini, kültürünü bilmeyen kitleleri görünce daha da sinirleniyorum. Daha da kötüsü buradaki şehitlerin çok büyük kısmı teslim sonrası esir alınan askerlerden oluşuyor. Esir alınan askerlerimiz sistematik olarak işkenceden geçirilip öldürülmüş yada sakat bırakılmış. Tipik Avrupalı vahşeti. Girişte, solda Kayseri Develi ‘den bir şehidin üzerinden çıkarılan bir şiir kazınmış. Bunu unutmayın, intikamımızı alın yazıyor anlam olarak. Nihayetinde ilk fırsatta şehir geri alınıyor. Ne yazık ki çok büyük bir mücadele bu geri alış."
"Tabyaları mutlaka görmelisiniz"
"Edirne’nin en anlamlı ve hüzünlü yerlerinden biri olan Balkan Şehitliği, Balkan Savaşları’nda hayatını kaybeden binlerce askerin anısını yaşatıyor. Burada yatanlar, sadece birer isim değil; vatanı için canını veren gerçek kahramanlar. Tarih ve Anlam 1912-1913 yıllarında yaşanan Balkan Savaşları, Osmanlı için çok zor bir dönemdi. Bu topraklarda verdiğimiz mücadele, milletimizin direnç ve fedakarlık tarihinin önemli bir parçası. Balkan Şehitliği, o zor günlerde vatan uğruna hayatını feda eden askerlerin ebedi istirahatgahı. Her mezar, bir kahramanın hikayesini anlatıyor. Saygı ve Hatırlama Mekanı Şehitlik, sadece bir mezarlık değil; aynı zamanda bir saygı ve anma yeri. Buraya gelenler, sessizce dua eder, geçmişin acılarını hisseder. Bu alan, millet olarak birlik ve beraberliğin, fedakarlığın ne kadar kıymetli olduğunu hatırlatıyor. Koruma ve Ziyaret Edirne Balkan Şehitliği’nin korunması, tarihimize ve şehitlerimize saygımızın göstergesidir. Gelen ziyaretçiler için ise hem öğrenme hem de düşünme fırsatı sunuyor. Balkan Savaşları’na dair bilinci canlı tutmak, geçmişten ders almak adına çok değerli. Edirne Balkan Şehitliği, sadece geçmişin acılarını hatırlatan değil, aynı zamanda bugünün ve yarının değerlerini şekillendiren bir mekandır. Burada yatan her şehit, vatan sevgisinin, cesaretin ve fedakarlığın simgesi. Ziyaret eden herkesin buradan, tarihimize ve birlik ruhuna daha derin bir saygıyla ayrılması dileğiyle."
"Edirne Balkan Şehitliği, tarihimizin en çetin sınavlarından biri olan Balkan Savaşları’nın izlerini taşıyan kutsal bir mekan. Burada yatan her şehit, sadece bir isim değil; vatanı için canını feda etmiş bir kahraman, bir aileden kopup gelen bir insan, geleceğe bıraktığımız büyük bir miras. Balkan Savaşları’nın Zor Günleri 1912-1913 yıllarında yaşanan Balkan Savaşları, Osmanlı’nın toprak kaybettiği, acıların yaşandığı bir dönemdi. Edirne ve çevresi, savaşın en yoğun yaşandığı bölgelerden biri oldu. Binlerce asker, ağır şartlar altında savaşırken hayatını kaybetti. Bu şehitler, sadece bir toprak parçası için değil, aynı zamanda milletin varlığı için mücadele etti. Bir Anıt, Bir Hafıza Mekanı Balkan Şehitliği, bu acı dolu hikayelerin somutlaşmış hali. Her mezar, hatıraların ve tarihin canlı bir parçası olarak orada duruyor. Sessizliği içinde büyük bir saygı ve hüzün barındırıyor. Ziyaret ettiğinizde, sadece geçmişin değil, bugünümüzün ve geleceğimizin anlamını da hissediyorsunuz. Milli Birlik ve Hatırlama Bu şehitlik, aynı zamanda milletçe bir arada olmanın, zorluklar karşısında dimdik durmanın simgesi. Edirne Balkan Şehitliği’nde dolaşırken, farklı kuşaklardan insanları düşünmek mümkün; nasıl ki onlar canlarını feda ettiyse, bizler de bu mirasa sahip çıkmak zorundayız. Burası unutulmaması gereken bir yer. Geçmişte yaşanan acılar, bugünümüzü şekillendiriyor, birlik ve beraberliğimizi güçlendiriyor. Koruma ve Gelecek Bu kutsal alanın korunması, yaşatılması herkesin ortak görevi. Yalnızca Edirne’nin değil, Türkiye’nin dört bir yanından gelen ziyaretçilerin buradan alacağı dersler var. Her ziyaretçi, tarihini bilmek, anlamak ve saygı göstermekle yükümlü. Balkan Şehitliği, sadece geçmişin değil, geleceğin de köprüsüdür. Edirne Balkan Şehitliği, vatan sevgisinin, fedakarlığın ve cesaretin simgesi olarak dimdik ayakta duruyor. Bu topraklarda yatan şehitler, bize tarihimizin en değerli parçalarını hatırlatıyor. Onların mirasına sahip çıkmak, her zaman onurlu bir görev olmalı. Buraya her gelen, tarihin acı sayfalarından ders almalı ve birlik içinde geleceğe bakmalı."
"Kötü korunan tarihi değerler"
"Balkan savaşlarında şehit olmuş kişiler için yapılmış olan bir anıt. Ziyaret edilmeli."
"Yaşananları iliklerinde hissetmek"
"Edirne'ye gidilince uğranılması gereken şehitlik. Bir fatiha okumadan geçmeyin..."
"Balkan Savaşları şehitleri için yapılmış bir anıt. Yalnız şehitlerimize verilen değer ölçüsünde olmadığını düşünüyorum bu anıta yapılan bakımın. Her yer ot olmuş, peyzaj yapılabilir. Taş ve mermerler bir periyot dahilinde temizlenebilir."
"Balkan savaşlarında şehit olmuş kişiler için yapılmış olan bir anıt. Ziyaret ederken anıttaki yazıları mutlaka okumalısınız."