İlk geldiğimde doğma büyüme İsranbullu olmama rağmen denizine,insanına,muhabbetine her seferinde hayran kaldığım ve mutlaka burada yaşayacağım dediğim yer.Yaş 50 oldu 10 senedir Antalya'da yaşamama rağmen hala yaşamayı istediğim şehir.😀 …
Çanakkale'nin en hareketli bölgesi , yeme içme yerleri için bir sürü alternatif var , mekanlar hep kaliteli , iskelede bir anda karşınıza çıkan truva atı , boğaz manzarası , Çanakkale'nin yerli insanı zaten kaliteli ve modern
Herkes in kendi halinde olduğu özellikle akşamları canlı müzikler, sokak sanatçıları, misircilari, baloncu amcaları, sahil fotoğrafcilari, balık tutan insanlari ile oldukça sıcak kanlı kibar insanların olduğu guvenle dolasabildiginiz kafa dagitip huzur bulabildiginiz yürüyüş için ideal ortam. Çayını kahveni kamp sandalyeni al ve sokak seslerine dalga seslerine kulak ver
Çanakkale'ye Nisan ayında geldik ve çok keyifli olmasına rağmen yoğun rüzgar nedeniyle çok keyif yapamadık. Kışın hiç gelmedim ama Nisan ayında böyle ise kış aylarında durulabilecek, gezilebilecek bir hava olmayacağını tahmin ediyorum. Uzun bir yürüme yolu var. Çevrede çok sayıda kafe, restoran mevcut. Deniz ayaklarınızın altında ve manzara muazzam. Yakınlarda araç park yeri bulmak epey zor. Bisiklet, scooter sürmek mümkün
Bugünkü Çanakkale’nin temeli Kal’a-i Sultâniyye’nin(Çimenlik kalesi) inşasıyla atılmış, kale ile birlikte yerleşimde başlamıştır. Zamanla gelişen kentte ihtiyaçlar doğrultusunda camiler inşa edilmiştir. Resmi kayıtlara göre merkezde yaklaşık onbir cami ve mescidin yer aldığı görülürken bunların yedisi günümüze ulaşabilmiştir. Yedi caminin beşi Osmanlı’nın son dönemlerinde inşa edilmiştir. Bu camilerin, sahilden içeriye doğru, Sarı Çay’a paralel olarak belirli bir güzergâhta sıralandıkları görülür.
Anadolu’nun fethiyle birlikte Türk akınlarına uğramaya başlayan Çanakkale yöresi 1360 yılında Sultan I. Murad tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. Çanakkale şehrinin temelleri ise boğaz geçişini kontrol altına almak için Fatih Sultan Mehmed’in yaptırdığı kale (Kal’a-i Sultâniyye) ile atılmıştır. Stratejik bir noktada kurulan kale ile birlikte cami ve hamam gibi yapılar inşa edilmiş, kalenin etrafında zamanla gelişen bir kent oluşmuştur. Kent, gelişimini sonraki dönemlerde de sürdürmüş, bu bağlı olarak da kentteki cami sayısı artmıştır. 17. yüzyılda bölgeyi ziyaret eden Evliya Çelebi yalnızca Gelibolu’da 164 adet cami, mescid ve tekkenin varlığından bahsetmekle birlikte merkezdeki cami sayısı hakkında bir bilgi vermez. Ancak, Fatih Camii’nin yanı sıra Yeni Camii ve Rüstem Paşa Camii ile birlikte bazı mescidlerin varlığından bahseder. 1870-1876 yılları arasını kapsayan Cezâir-i Bahr-i Sefîd salnamelerine göre Çanakkale merkezinde on adet cami ve mescid bulunmaktadır. Şehri 1890’larda ziyaret eden V. Cuinet elliiki dükkân, yirmialtı fırın, altı hamam, onüç çeşme, iki kilise ve üç sinagogla birlikte sekiz cami ve üç mescidin bulunduğunu ifade eder. Kayıtlarda geçen bu eserlerden yedisi günümüze ulaşabilmiştir. Bunların ikisi erken Osmanlı, beşi geç Osmanlı dönemine aittir. Biri kale içinde olmak üzere kale ile birlikte inşa edilen ilk iki eser, banisi Fatih’in adıyla anılır. Kayserili Ahmed Paşa Camii, Kurşunlu Camii, Tıflı Camii, Yalı Camii ve Abdülaziz Mescidi (Kale Mescidi) olarak bilinenler geç Osmanlı dönemine ait olanlardır.
Eski kordon... Geçen sene her akşam oradaydım... Muhteşem deniz manzarası😍ve manzaraya karşı oturup birşeyler yiyip içebileceğiniz kafelerle dolu bir sahil. Çok güzel bir yer. Gidin gezin... …
Değerlendirme Yapın